19. el-Fettâhu(kapalı şeyleri açan; sıkıntıları ortadan kaldıran ve sorunları çözen; hakla batılın arasını açan):

 

El-Fettâh güzel ismin kökü olan feth,  “açmak” anlamına gelir. Bu maddi ve manevi olabilir. İnsanın yaşamında sınıfını geçmesi, bir sınavı kazanması; kalfanın usta olması, bir iş yeri açması, ev satın alması birer maddi fetih olduğu gibi namaza başlaması, namazdan zevk alması, namazla ilgili bazı sırları yaşaması da birer manevi fetih olarak zikredilebilir. Bu açıdan her ne kadar bu fetihler kulun çalışması ve gayreti ile elde ediliyorsa da bunların her biri Allah’ın (c.c.) izniyle ve el-Fettâh güzel isminin tecelli etmesiyle meydana gelmektedir. Bunun için bir insan, tıpkı rızık hususunda nasıl çalışma ve gayret ile fiili duada bulunuyorsa ve bunun sonucu olarak er-Rezzâk olan Allah’ın (c.c.) nimetlerine eriyorsa hayatındaki sıkıntıları ortadan kaldırmak, sorunları çözmek, bazı nimetlere ermek için gösterdiği ve birer fiili dua hükmünde olan çalışma ve gayretlerle de Allah’ın (c.c.) el-Fettâh güzel isminin tecellisine vesile olabilir. 

 

Tabii feth deyince aklımıza hemen büyük bir ibadet olan cihat gelir.

 

Tarihte İslam devletlerinin bir fetih üslubu ve yönetim anlayışı vardı. Allah (c.c.) onlara el-Fettâh güzel ismiyle yeni toprakları fethetmeyi nasip eylediğinde sivil halka ilişmiyorlardı. Amaçları o topraklarda kurulan İslam devletiyle insanların Allah’ın (c.c.) diniyle tanışmalarını sağlamaktı.  Adaleti, insanlığı görüp yaşamalarını gerçekleştirmekti.

 

 “Dinde zorlama yoktur (Bakara suresi, ayet 256).” ayeti gereği tarihteki İslam devletlerinde farklı dinlerin mensuplarına  saygı ve hoşgörü gösterilmiştir. Müslümanlar, Gayri Müslimlerle gerek bireysel gerek toplumsal ilişkilerinde kendi dinlerinin hak olduğunu bunlara kanıtlamak zorunda hissetmişlerdir. Gayri Müslimlerin büyük çoğunluğunun gönüllerini Allah’ın (c.c.) el-Fettâh güzel isminin tecelli etmesiyle kazanmışlardır. Onları inançlarında özgür bıraktıkları halde büyük kısmının gönül rızaları ile Müslüman olmalarına  vesile olmuşlardır.

 

Bugün fetih genellikle manevi alanda gerçekleşmektedir. Kalpler İslam dinine kazandırılmaya çalışılmaktadır. Bunda da tıpkı atalarımızın fethettikleri topraklar üzerinde Gayri Müslimlere gösterdikleri hoşgörüyü, saygıyı insan ilişkilerinde temel almak zorundayız. Çünkü İslam dini başka dinlerdeki ve ideolojilerdeki zorbalığın ve baskının yerine bu yüce kuralı ile gönülleri fethetmektedir.