23. el-Hâfidu  (aşağı indiren, dereceleri düşüren):

24. er-Rafi’u    (yukarı yükselten, dereceleri artıran):

 

Her insanın nasıl toplumda bir konumu ve rolü varsa Allah (c.c.) katında da bir derecesi vardır.

 

İnsanlar toplumdaki konumlarını işlerindeki başkalarına olan yarar ve zararlarıyla,  insanlarla olan ilişkilerindeki iyi ve kötü halleriyle elde ederler. Bunların da Allah (c.c.) katında derecelerin belirlenmesinde önemli bir yeri vardır. Ama asıl insanın Allah’ın (c.c.) emir ve yasakları karşısındaki tavrı onun Allah (c.c.) katındaki derecesini belirler. O’nun emir ve yasaklarına uyan kulluk makamına erer, Allah (c.c.) öylelerini ahirette cennetle ve yüksek derecelerle ödüllendirir. Allah’ın (c.c.) emir ve yasaklarının gereğini yerine getirmeyen ve onlara karşı gelen ahirette cehennem ateşiyle cezalandırılır.

 

Allah (c.c.), emir ve yasaklarına uyup uymama dışında kulunun kaza ve kaderine isyanına yada rızasına göre de derecesini düşürür yada yükseltir. Kaza ve kaderine isyan halinde olan kullarının derecelerini düşürür. Allah’ın (c.c.) kaza ve kaderine rıza, sabır ve şükürle olur. Başımıza gelen bela ve musibetlere gösterdiğimiz sabır, Allah’ın (c.c.) bizleri derecelerimizi yükseltmek için imtihan ettiğini yada yaptığımız günahların bela ve musibet olarak bize döndüğünü düşünmekle mümkün olur. Şükür, Allah’a (c.c.) duyulan sonsuz minnet duygusuyla içten teşekkür etmektir. Nimetleri başkaları ile paylaşmaktır. Sabır ve şükür duygularıyla bir kul bir kuşun iki kanadı gibi yüksek derecelere ulaşır. Nefis mertebelerini aşarak kamil insan olma onuruna erişir. İsyan ve nankörlükle de aşağıların aşağısı olur. Nefs-i emmare (kötülüğü emreden nefis) mertebesiyle cehennemi hak eder.

 

Aslında her insanın misal âlemindeki manevi bünyesi daha doğrusu ruhu, daha bu dünyada hayatta iken ahiretteki yerine göre ya yükselmekte ya da düşmektedir. Allah’a (c.c.) doğru yükselenler cennete ulaşacaklardır. Allah’ın (c.c.) emir ve yasaklarına uymayanlar da cehenneme doğru düşmektedirler. Peygamberimizin hadis-i şeriflerinden ve Miraç hadisesinden de biliyoruz ki cennet de cehennem de yaratılmış durumda bizlerin ölmesini, kıyametin kopmasını ve hesap olayının gerçekleşip sonlanmasını beklemektedir. Demek ki Allah (c.c.) daha bu dünyada iken mümin kullarını er-Râfi’ güzel ismi ile yükseltip derecelerini artırırken kafirleri ve münafıkları el-Hâfid güzel ismi ile alçaltmakta, derecelerini düşürmektedir. Cennetin dereceleri ve tabakaları olduğu gibi cehennemin de vardır. Her insan cennet ve cehennemden hak ettiği yere ulaşacaktır. Bunu da dünyada iken inancıyla ve amelleriyle elde etmektedir.

 

El-Hâfid, er-Râfi’ güzel isimleri ile kula düşen görev, Allah’ın (c.c.) emir ve yasaklarına uyarak, ibadetleri artırarak, salih ameller yaparak manevi açıdan daima yükselmek,  dereceler kazanmak, bunlardan da önemlisi Allah’ın (c.c.) rahmetine ve rızasına ermektir.