35. el-Gafûru (günahları bağışlayan):

 

İnsanın (c.c.) günahlardan kurtulması tövbe etmesiyle mümkündür. Tövbe etmeden günahlarının bağışlanacağını düşünmek şeytanın bir vesvesesi (propagandası) ve nefsin bir oyunudur. Nitekim Hıristiyanlar bu istenmeyen duruma düşmüşler, Hz İsa’nın (a.s.) bu dünyada feci bir şekilde öldürülmesinin (oysa Hz. İsa [a.s.] öldürülmemiştir, göğe kaldırılmıştır) ve günahlarını itiraf ettiği papazların kendilerini kurtaracaklarını sanmışlardır. Gerçi Allah’ın (c.c.) bağışlamasını ve rahmetini tövbe etme ile sınırlamak da doğru değildir. Maalesef Mutezile mezhebinde olanlar (Kaderiyeciler), bu yanlışa düşmüşler, yani tövbe etmeden Allah’ın (c.c.) kullarının günahlarını bağışlamayacağını iddia etmişlerdir. Ehl-i sünnete göre, Allah (c.c.) Kuran-ı Kerim’de şirk dışında kalan günahları affedebileceğini bildirmiştir (Nisa suresi, ayet 48). Ama kula düşen görev, günahları için tövbe etmektir.

 

Allah’ın (c.c.) rahmetini ve bağışlamasını sadece tövbe ile sınırlandırmak doğru olmadığı gibi Allah’ın (c.c.) günahları tövbe etmeden de affedeceğine güvenmek, şeytanın ve nefsin bir oyunudur. İnsanı ebedi pişmanlığa götürebilir.

 

Kuşkusuz Allah (c.c.) günahları affetmeyi çok sever. Tövbe etmeyen bir kişi affedilme için gerekli olan koşulu yerine getirmemiş, Allah’a (c.c.) bu konuda bir istekte bulunmamıştır. Nasıl devlet kurumları ile olan ilişkilerimizde dilekçe ile işlemlerimizi başlatır ve yürütürsek Allah (c.c.) da günahları affetmeyi kulun kendisine yönelmesine ve tövbe etmesine bağlamıştır.

 

Tövbe üç aşamadan oluşur: Önce yapılan günaha içten bir pişmanlıkla başlar. İnsanın bir daha günah işlememesine niyet edip azmetmesi ile gösterdiği davranış değişikliği ile gelişir. Nihayet geçmişte terk ettiği Allah’ın (c.c.) emirlerini (namaz, zekat, oruç vb.) kaza etmekle ve işlediği günahları uygun düşen iyi amellerle tamir yoluna gitmekle amacına ulaşır. Bütün bunlardan sonra Allah’ın (c.c.) merhametine güvenerek günahlarımızın affedileceğini ümit edebiliriz: “De ki ‘Ey çok günah işleyerek kendi öz canlarına kötülük etmede ileri giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Allah dilerse bütün günahları bağışlar. Çünkü o Gafûr ve Rahîm’dir (günahları bağışlayıcı ve merhamet sahibidir) (Zümer suresi, ayet 53).’”

 

El-Gafûru güzel ismi ile kula düşen görev, insanların kusurları ve yanlışları karşısında merhametli ve bağışlayıcı olmak, kendi günahları için de tövbe ederek Allah’ın (c.c.) affına sığınmaktır.