40. el-Mukîtu (herkese hak ettiği karşılığı veren; rızıkları taksim eden, varlıklara günlük gıdalarını veren):

 

            Kuran-ı Kerim’de Allah’ın (c.c.) el-Mukît güzel ismi genel bir anlama gelecek biçimde şöyle bir ayette de geçmektedir: “Kim iyi bir işe vesile olursa bu iyilikten onun da bir nasibi vardır. Kim bir kötülüğe aracı olursa bu kötülüğün vebalinden mutlaka ona da bir pay vardır. Allah her şeyin karşılığını vericidir (el-Mukît) (Nisâ suresi, ayet 85).” Burada el-Mukît vesile veya aracı olduğumuz bütün iyiliklerin ve kötülüklerin sonucu elde ettiğimiz kazancın karşılığını veren olarak çok geniş bir anlama gelecek biçimde kullanılmıştır.

 

Sözcüğün kökü  “kût”tur (besin, gıda). Bundan dolayı el-Mukît, rızıkları taksim eden, varlıklara günlük gıdalarını veren anlamıyla yaygın olarak tanınmıştır.

 

Allah (c.c.) her kulun her türlü ihtiyacını bilen ve karşılayandır. Çaresiz bir bebeğin günlük gıdasını anne sütüne koymuş, böylelikle onu sağlıklı ve dengeli büyümesinde ilk altı ay için gerekli hiçbir gıda maddesinden yoksun bırakmamıştır.

 

El-Mukît güzel ismi ile kula düşen görev nedir? Allah (c.c.), eşsiz kitabı Kuran-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Ailene ve ümmetine namaz kılmalarını emret. Kendin de namaza devam et. Biz senden rızık istemiyoruz. Bilakis senin rızkın Bize aittir. Güzel sonuç, Allah’ı sayıp haramlardan korunmadadır (Taha suresi, ayet 132).”

 

            Allah (c.c.) yukarıdaki ayette itaatin en makbulü olan namaz kılma ile nefsin dünya yaşamında en çok kaygı duyduğu ve peşinden koştuğu rızık elde etme olgusunu karşı karşıya getiriyor. Seçimimizin, daha doğrusu önceliğimizin namaz kılmadan yana olmasını istiyor. Her insanın da rızkını karşılamayı üzerine alıyor. Buna kefil oluyor. Bundan daha büyük bir güvence olabilir mi? Bu konuda niçinleri ve nasılları bir kenara bırakarak Allah’a (c.c.) itaat etmek gerekir. Çünkü pek çok insan rızık elde etme peşinde olduğu gerekçesiyle, yani çalıştıklarından, işleri ve güçlerinden başlarını kaldıramadıklarından namaz kılamadıklarını söylemektedirler. Allah (c.c.) ezeli ilmiyle bunları bildiği için insanın bu türdeki mazeretlerini iptal etmekte ve bu konuda önceliği namaz kılmaya vermektedir. Ayrıca insanın rızık konusundaki kaygılarının yersiz olduğunu, çünkü rızkı vermeyi Kendi üzerine aldığını bildirmektedir.