57. el-Hamîdu(övgüye layık olan):

 

Hamd Allah’a (c.c.) teşekkür etmekten öte bir şeydir. Hamd nimete şükür yanında Allah’ı (c.c.) öven bir anlam taşımaktadır. Bu nedenle insanlara teşekkür edilir, ama hamd yalnız Allah’a (c.c.) yapılır. Çünkü gerçekte tek övgüye layık olan Allah’tır.

 

İnsanlara karşılığında teşekkür ettiğimiz iyilikleri yaratan da Allah’tır. Öyle ki sebepler zincirine baktığımızda asıl iyiliği yapanın Allah (c.c.) olduğunu görürüz. O kişi sadece bir vesiledir. Bu nedenle kula teşekkür ettikten sonra bütün bu sebepler zincirini yoktan var eden Allah’a (c.c.) da hamd etmemiz gerekir. Örneğin elimize kadar ulaşan ekmek için bakkala, fırıncıya, uncuya, çiftçiye ve emeği geçen diğer insanlara bir bir teşekkür edebiliriz. Bunu hak etmişlerdir. Ama buğdayı ve toprağı yoktan var eden, tarlaya ekilen buğdaya suyla hayat veren, O’nu çoğaltan Rabb’imize şükretmenin yanında O’nu övme ihtiyacı da  duyarız. Bu hamddir. Ayrıca ekmeğin elimize kadar ulaşmasında emeği geçen bakkal, fırıncı, uncu, çiftçi ve başka insanlar Allah (c.c.) tarafından yaratıldıkları gibi bu insanların her birisinin bu iş için harcadıkları güç ve kudret de Allah’a (c.c.) aittir. O’nun için kula teşekkürü hak eden her nimet Allah’a (c.c.) da hamdi gerektirir.

 

“Âlemlerin Rabb’ine hamd olsun (Fatiha suresi, ayet 2).” Bu ayette dikkati çeken bazı noktalar bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, hamd âlemler sözcüğü ile ilişki içerisinde yapılmıştır. Bununla insana verilen her türlü nimetin evrenin bütünüyle olan ilişkisi düşündürülmeye çalışılmıştır. Bir yıldızın ışığının, doğada soyu yok olmaya yüz tutmuş bir hayvanın bile ekolojik dengede önemli bir görevi bulunmaktadır. Bunlar da Allah’a (c.c.) hamd edilmeye değer nimetlerdir. Yukarıdaki ayette dikkati çeken ikinci nokta ise hamd ile Allah’ın (c.c.) er-Rabb güzel ismi arasında bir ilgi kurulmasıdır. Er-Rabb güzel isminin “yetiştiren, büyüten, eğiten, idare eden” anlamları dikkate değerdir. Bu anlamların her birisinde Allah’ın (c.c.) üzerimizde gözle görülür bir hakkı bulunmaktadır. Bilgi için verilen duyu organları; kitap, kağıt, kalem gibi bilgi edinme ve yayma gereçleri; düşünce, hafıza, muhakeme gibi zihni yetiler; anne-baba, öğretmen, usta gibi bilgi kaynakları her bir insanın Allah’a (c.c.) hamd etmesi için birer vesiledirler.

 

            El-Hamîd güzel ismi ile kula düşen görev, insanlara teşekkür ederken Allah’a (c.c.) hamd etmeyi unutmamaktır