97. el-Vârisu  (her şeyin tek varisi, hakiki sahibi):

 

            Varis, ölen kişinin malını mülkünü mirasla veya vasiyetle bıraktığı kişiye denir. Bu anlamda Allah (c.c.) mutlak varistir. Çünkü her insan ölümü tadacak, dünya ve içerisindeki her şey en sonunda Allah’a (c.c.) kalacak, Allah (c.c.) da yaratılmış olan hiçbir şeye ihtiyacı olmadığı için kıyamet günü bütün bunları yok edecektir.

 

            İnsanın varisinin veya varislerinin olması güzel bir şeydir. Hele malını mülkünü bırakacağı kendi öz evladının veya evlatlarının bulunması insanı daha da huzurlu kılar. Canımızdan aziz bildiğimiz mal ve mülkümüz hakkında kaygı duymamamıza,  gönül rahatlığı ile bu dünyaya gözlerimizi kapamamıza vesile olur. Ama evladı da olsa birisinin ‘Ben senin malın mülküne varisim, malın mülkün bana kalacak’ diye kendini tanıtması veya bu durumu sürekli hatırlatması can sıkıcı bir şeydir. İnsanın nefsine ağır gelir. Çünkü bu söz bize ölümlü oluşumuzu bir tokat gibi yüzümüze çarpar. Gerçi aynı kişi veya kişiler bir gün öleceğimizden söz etseler belki bu kadar içerlemeyiz ama iş mal mülkle dava edilince nefsimiz tıpkı ağzındaki kemiği başkalarıyla paylaşmak istemeyen bir köpek gibi hırlamaya, huysuzluk çıkarmaya başlayacaktır. Durum böyle ise yüce Allah (c.c.) hangi hikmete binaen bize bu gerçeği hatırlatmakta, el-Vâris güzel ismi ile her şeyin tek varisi, hakiki sahibi olduğunu bildirmektedir? Öyle anlaşılıyor ki Allah (c.c.) bu güzel ismi ile nefsimizi terbiye etmekte, mal ve mülke karşı aşırı bağlılığımızı gözden geçirmemizi istemektedir.

 

            İnsan mal mülk için canını bile feda edebilir. Mal mülk için dinini bile satabilir. İşte yüce Allah (c.c.) bu zaafımızı tedavi edici, ortadan kaldırıcı el-Vâris güzel ismiyle bize yaklaşmakta, dolaylı bir biçimde bizim ölümlü olduğumuzu, Kendi’nin Bâkî olduğunu, ayrıca kıyamet gününü, hesabı, cennet ve cehennemi anımsatmaktadır: “Kuşkusuz biz yaşatır ve öldürürüz. Varis olan da biziz (Hicr suresi, ayet 23).”

           

Yüce Allah (c.c.) dünya yaşamında mal  mülklerine, mevki makamlarına, eş dostlarına güvenen insanlara  mahşer gününde şöyle seslenecektir: “Bugün mülk ve hakimiyet kimindir? (Kimseden ses çıkmayınca Allah [c.c.] Kendi’si bu soruyu şöyle yanıtlıyor:) Mutlak galip ve suçluları cezalandıran bir olan (el-Kahhâr, el-Vâhid) Allah’ındır (Mümin suresi, ayet 16).”

 

El-Vâris güzel ismi ile kula düşen görev, dünyanın gelip geçici şeylerine, özellikle mal ve mülke gönül bağlamamak, ebedi cennet yurdunu ve Allah’ın (c.c.) rızasını düşünüp kalbinde bunlara yer vermektir.